DEVAM: 2- Kelime-i Tevhid
أخبرنا
عبد الله بن
محمد بن سلم
حدثنا عبد الرحمن
بن إبراهيم
حدثنا الوليد
ومحمد بن شعيب
عن الأوزاعي
حدثني المطلب
بن حنطب عن
عبد الرحمن بن
أبي عمرة
الأنصاري عن
أبيه قال كنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم في غزوة
فأصاب الناس
مخمصة شديدة
فاستأذنوا
رسول الله في
نحر بعض ظهرهم
فقال عمر يا
رسول الله
فكيف بنا إذا لقينا
عدونا جياعا
رجالة ولكن إن
رأيت يا رسول
الله أن تدعو
الناس ببقية
أزودتهم
فجاؤوا به
يجيء الرجل
بالحفنة من
الطعام وفوق
ذلك وكان
أعلاهم الذي
جاء بالصاع من
التمر فجمعه على
نطع ثم دعا
الله بما شاء
الله أن يدعو
ثم دعا الناس
بأوعيتهم فما
بقي في الجيش
وعاء إلا مملوء
وبقي مثله
فضحك رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حتى
بدت نواجذه ثم
قال أشهد أن
لا إله إلا
الله وأشهد
أني رسول الله
وأشهد عند
الله لا يلقاه
عبد مؤمن بهما
إلا حجبتاه عن
النار يوم
القيامة أبو
عمرة
الأنصاري هذا
اسمه ثعلبة بن
عمرو بن محصن
(:-8-:) Abdurrahman b. Ebi Amre el-Ensari, babasından bildiriyor:
Biz, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir gazada
bulunmuştuk. İnsanlara şiddetli bir açlık baş göstermişti. Bunun üzerine binek
develerinden birini kesmek için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den izin
istediler. Ömer :
"Ey Allah'ın
Resulü! aç ve yaya olarak düşmanımızla karşılaştığımızda nasıl davranırız ki?
Ey Allah'ın Resulü! Eğer uygun görürsen, insanlara artan azıklarını
getirmelerini emredersin, onlar da getirirler" dedi. Öyle ki bir kişi,
(ellerinde kalan bir avuç) yiyeceği ve (hatta) bundan daha fazlasını kaseyle
getiriyordu. Onların en fazlası, bir sa' hurma getirdi. Bunun üzerine
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir sofra üzerinde topladı. Sonra
Allah'ın dilediği kadar dua etti. Sonra onlara kaplarını getirmelerini söyledi.
Orduda doldurmadıkları hiçbir kap kalmadı. Geride de bir o kadar yiyecek kaldı.
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem azı dişleri görününceye kadar güldü. Sonra da:
"Şahadet ederim ki,
Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Yine şahadet ederim ki, ben, Allah'ın
Resulü'yüm. Yine şahadet ederim ki, mu'min bir kul Allah katında bu iki sözle
karşılaşırsa, bu iki söz o kimseyi kıyamet günü kesinlikle cehennem ateşinden
korur" buyurdu.
Tahric: İbn Hibban,
Sahih (221); isnadı ceyyiddir; İbn Huzeyme, Tevhid (s. 342-3), Ahmed,
Müsned (3/417-8),
Nesai, Amelu'l- Yevm ve/-Ley/e (1140), Taberani, el-Mu'cemu'/-Kebir (575)